Üreme çağındaki sağlıklı her kadın ortalama 21-35 gün aralıklarla adet görmesi beklenir. Adet görme süresi ise ortalama 3 ile 7 gündür. Bu sürelerden daha sık ya da daha seyrek adet görülmesi ile daha kısa ya da daha uzun sürelerde adet görülmesi adet düzensizliği belirtisidir. Bir çok sebebi olan adet düzensizliği rutin bir kadın hastalıkları polikliniğinin hasta başvurularından %30’unun sebebidir. Yani her gün polikliniğe başvuran 3 hastadan biri adet düzensizliği şikayeti yaşamaktadır. Bu derece sık görülen bir durum olması bir çok sebebe bağlı gelişebilmesi ile de ilişkilidir. İlk olarak ergenlik döneminin başında ilk menstruasyon görülmesiyle birlikte hormonal düzen sağlanana kadar 1-2 yıl kadar adet düzensizliği, seyrek adet görme veya adet kanaması miktarının az veya fazla olması normaldir. Aynı durum menapoz sürecinin başında da görülür. Üreme döneminde ise dönem dönem beyin-yumurtalık ilişkisinin sekteye uğraması nedeniyle herhangi bir sağlık sorunu olmadan da adet düzensizliği görülebilir. Örneğin aşırı kilo alıp verme dönemlerinde, şiddetli stres durumlarında adet görememek beyinden yumurtalığı uyaran hormonların salgısındaki değişiklikten kaynaklanır ve geçicidir. Bunların dışında adet düzensizliğine sebep olacak birkaç sık görülen tıbbi durum da söz konusudur ve bu durumların hekiminiz tarafından detaylı değerlendirilmesi gerektir.
Adet döngüsü hormonal değişimlere son derece bağımlı bir durumdur. Bu nedenle menapoz, diyabet, depresyon, tiroid hastalıkları gibi durumlar adet döngüsünü etkileyerek adet düzensizliğine sebep olur. Bunların dışında rahim içi zarında görülen polipler, adenomyosis adı verilen rahim içi zarının rahimdeki kas dokusuna yerleşmesi ve myom gibi sorunlar da adet düzensizliğine sebep olan ve jinekolojik muayenede kolayca tanınabilecek durumlardır. Aşırı adet kanaması ve menapoz sonrası adet kanaması gibi durumlarda rahim içi zarında kalınlaşma ve kanser öncesi lezyonlar görülebilir ve bu nedenle tecrübeli bir hekim tarafından değerlendirmek gerekir. Genç kızlarda ilk adetle beraber görülen aşırı adet kanamalarında kan pıhtılaşma bozukluklarından şüphe edilmelidir. Seyrek ve az adet görmenin yumurtalık kaynaklı sebepleri için ise yumurtalık rezervlerinin erken tükenmesi (erken menapoz) veya polikistik over sendromu (PKOS) akılda tutulmalıdır.
Adet düzensizliği şikayeti olan hastaların detaylı öyküsü alınır. Adet kanamalarının ne sıklıkla olduğu, kanama süresi ve miktarı sorgulanır. Kişilerin aile öyküsü de adet düzensizliği sorgulamasında önemlidir. Sonrasında detaylı bir jinekolojik muayene ve gerekliyse rahim ağzı kanseri taraması için sürüntü (Pap Smear) alınır. Eğer ultrasonda şüpheli bir bulgu yoksa kan testleriyle hormonal dengeye bakılması ve adet gecikmesi olan her kadında gebeliğin dışlanması gereklidir. Bu nedenle yapılan tetkiklerin sonuçlarına göre hastanın eğer saptanan bir organik problemi yoksa ilaç verilerek adet görmesi sağlanır ve beyin yumurtalık iletişimini yeniden başlatmak hedeflenir. Ayrıca gebelik beklentisi olmayan hastalar, herhangi bir sağlık sorunu yok ise ve jinekolojik muayenede bir problem saptanmamış ise düzenli adet görmek amaçlı doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) kullanılabilir.